‘Kayıp Kamyon’ filmi ile kaybettiğimiz duygularla yüzleşeceğiz!

a para ekranlarında Sinan Özedincik ve Merve Yurtyapan'ın sunduğu Biz Bize programına bu hafta 'Kayıp Kamyon' filmi oyuncuları Yetkin Dikinciler ve Ülkü Hilal Çiftçi konuk oldu.

YETKİN DİKİNCİLER

Kayıplarımız ve onlarla yüzleşmek bize çok şey kazandıracak. Kamyonlar dolusu duyguyu günde 2-3 cümle ile anlatmak zor. 'Kayıp Kamyon'da kendi kaybetmeye yüz tuttukları duygularıyla ve söyleyemedikleri bir kamyon sözle yüzleşecekler.
Herkes kendi ezberinden davranıyor filmde. Senaryonun ödül alması, o damarı yakalamış olması, bir oyuncu olarak senaryoyla ilgili heyecan duymak çok özel bir durum. Okur okumaz bir heyecan yarattı bende. Heyecanlarla yaşayan insanlarız.
Vasıf yola çıkıyor, Fehmi de ona yol arkadaşlığı ediyor. Hatta deyim yerindeyse terapist gibi eşlik ediyor. Hayatta gördükleri kendi yaraları, travmaları ona yaşı küçük de olsa küçük dersler vermesini sağlıyor. Fehmi, dede ile torun arasında tutkal vazifesi görüyor.
Dede torun sahneleri fazla ama Fehmi, Zeynep'e yancılık yapıyor. Güzel bir fayda ilişkisi oluyor aralarında. Samimiyeti unutmamayı, içtenliği ve sadece kendimizin olmadığını, bizim dışımızda da bir hayat olduğunu göstermeye çalışıyoruz.

başkalarıyla da paylaşıyoruz. Bu başkaları sadece insan değil. Hayvan, çiçek, bitki, dere, yeryüzü, toprak, gökyüzü varoluşun tüm nesnelerini gözünüzün önüne getirin. Bunlardan bir parçayız aynı zamanda en yakınımızdakini görmeyeceksek körleşme başlar. Görüp de hareket etmeyeceksek duyarsızlık başlar. Bu filmde hasretlerimizden de söz ediyoruz. Görmezden gelmemeyi hatırlatmak istiyoruz. 'Kayıp Kamyon' bir arayış hikâyesi. Aslında insanlar hâlâ sığınacakları onları anlayacak dinleyecek kalbi arıyorlar. Seyirciyle dertleşiyoruz.
Bülent Emin Yarar ile 15. yılımız, 'Profesyonel' oyununu beraber oynuyoruz. Kapalı gişe devam ediyor. Filmin yönetmeni Ekrem Aslan, ikimizi düşünmüş. Birbirimizden habersiz senaryoları aldık. Birlikte düşünülmemizin değerini, karşılığını verelim istedik. Bunca yıl sonra dört başı mamur iki güzel karakterle karşılıklı oynamanın tadını da yaşadık.
Bülent muhteşem bir oyuncu, öğrenciliğimden beri tanıklık ediyorum. Ne mutlu ki artık sahneyi de paylaşıyorum ve ne mutlu ki 'Kayıp Kamyon' filminde bir araya geldik.
Bülent ile Hilal'in dedikodusunu yaptık. Ne kadar akıllı uslu ve ne kadar değerli diye. Kendin kalabilmek çok zordur. Hilal öyle çok özel bir kız. Ustalık yaşla başla değil aslında. Hilal'den Hilallerden bizim de öğreneceğimiz çok şey var.

ÜLKÜ HİLAL ÇİFTÇİ


6 YAŞIMDAN BERİ SETLERDEYİM

Kayıp Kamyon'da bir dede ve torununun hikâyesini anlatıyoruz. Kuşak çatışması var. Ben Zeynep adında ukulele çalan konservatuvar okumak isteyen bir kız. Dedesi de altın bileziğin olsun diyen bir insan. Dedemin kayıp bir kamyonu var. Onu aramak için yola çıkıyoruz.
Zeynep karakterinin tam tersi bir durumum var. Çünkü Benim şu an konservatuvarda okumamın ailemin çok etkisi var. Çok desteklediler. Onlar her zaman sanatla iç içe olmamı istiyordu benim de çok hevesim vardı.
İki dedemi de çok göremedim. Çok hatırlamıyorum. Hatta ilk ya da ikinci sahnemizi çekerken Dedeciğim demem gerekiyordu. O bende olmadığı için ona çalışmıştık.

Bir buçuk ay boyunca çok güzel anlaştık. Güzel anılar biriktirdik. Sette nasıl bağ kurduğuma dikkat eden biriyim. Set bitince içimde burukluk kaldı. Bittiğine üzüldüğüm bir film oldu. Bülent Emin Yarar ve Yetkin Dikinciler gibi isimlerle çalışmak çok kıymetli benim için.
Başta müzik okumak istiyordum ama emin olamadım. Tiyatroya geçtim. Şu an 1923 müzikalinde de oynuyorum.
Zonguldak'ta yaşıyorduk. Setlere çok küçük yaşlarımda gidip gelmeye başladım. Annem hemşirelik okumuş ama ev hanımı babam da fırıncı. İstanbul'a ilk geldiğimde 6 yaşında toplu taşımada gördüğümüz bir adamın tavsiyesiyle ajansa yazıldım. O şekilde gidip gelmeye başladım.



Haber Kaynak : SABAH.COM.TR

"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."